In Memoriam

Sabahat Sansa Tura

 

Since she joined our Program in September 1989, Sabahat Hanim was an active member of our teaching team, contributing to all aspects of our academic life. She will be dearly remembered and deeply missed as a colleague and a scholar.

 

→ Selected Publications

→ Academic Life

→ Fond Memories

Selected Publications

_____. 1986. “-DIr in modern Turkish”. In Ayhan Aksu Koç and Eser Erguvanlı Taylan (Eds.), Modern Studies in Turkish Linguistics: Proceeding of the Second International Conference on Turkish Linguistics. 145-159. İstanbul: Boğaziçi University Press.

_____. 1986. Definiteness and Referentiality: nonverbal sentences. In D.I. Slobin and K. Zimmer (eds.). Studies in Turkish Linguistics. 165-194. Amsterdam/ Philadelphia: John Benjamins Publishing Company.

______.1981. “Yes, He Hasn’t” and a Few Other Not’s in Turkish”. BLS 7. 317-327.

_____. 1973. A Study on the Articles in English and their Counterparts in Turkish. Ph.D. Dissertation. University of Michigan.

 

Academic Life

I. Eğitim/Education

Yüksek Lisans ve Doktora/Graduate

1970-1974 University of Michigan, Ann Arbor (Phd)

1963-1964 University of Texas, Austin, (MA in Ling)

 

Yüksek Öğrenim/Higher Education

1950-1951 Gazi Eğitim Enstitüsü

1949-1950 Rahatsız olduğu için bir yıl eğitimine ara

1948-1949 Çapa Eğitim Enstitüsü İngilizce Bölümü

 

Orta Öğrenim/High School

1947-1948 Edirne Kız Öğretmen Okulu

1945-1947 Karşıyaka Kız Öğretmen Okulu

1942-1945 Beşiktaş Kız Ortaokulu

 

II. Çalışma Yaşamı/Work Experience

Akademik/Academic

1990-2004 Boğaziçi University, Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Dilbilim

1985 Istanbul Boğaziçi Dil Okulu Kurucu Ortağı

1974- 1984 ODTÜ, Yard. Doç. Yabancı Diller Öğretim Üyesi

1966-1970 ODTÜ Hazırlık Okulu Müdürü

1956-1957 Georgetown University (Fulbright)

 

Dil öğretmenliği/Language Instructor

1951-1952 Ankara Ticaret Lisesi Ingilizce Öğretmenliği

1950-1951 Manisa Ticaret Okulu İngilizce Öğretmenliği

 

Davetli öğretim üyeliği/Invited faculty member

1987-1988 University of Wisconsin, Wisconsin Sabbatical (invited faculty member)

1985-1986 University of California Berkeley, Sabbatical (invited faculty member)

 

Fond Memories

Eser Taylan, Sumru Özsoy, Deniz Zeyrek, Martin Sampson

 

Sabahat Sansa Tura anısına

Sabahat Hanım ile ilk kez 1982 yılında Karl Zimmer ile Dan I. Slobin tarafından başlatılan ve Türk hükümetinin de destek verdiği ‘Conference on the Turkish Language and Linguistics in Atatürk’s Turkey’ toplantısına giderken tanıştım. Karşılaşmamız, Türk hükümetinin sağladığı seyehat desteğini almış kişiler olarak (ODTÜ’den Sabahat Sansa Tura, Müşerref Dede ve ben) Yeşilköy havalimanında bir araya gelmemizle oldu. Daha sonra ‘International Conference on Turkish Linguistics’ (ICTL) olarak bilinecek bu konferansın ikincisi ‘Turkish Linguistics Conference’ adıyla Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlendiği zaman Sabahat Hanım ile tekrar yollarımız kesişti. Bu konferansta sunduğu, Türk dilbiliminde kiplik çalışmalarının önünü açan ve hala sıklıkla başvurulan ‘DIR in Turkish’ başlıklı çalışmasını ne kadar zevkle dinlediğimi çok iyi hatırlarım. Bu bildirisi zaman içinde dilbilim programımızdaki ‘Turkish Structure’ dersinin klasik makalelerinden biri haline gelmiştir.

Sumru Özsoy’un önerisiyle 1989 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde yarı zamanlı öğretim üyesi olarak Dilbilim dersleri vermeğe başlayan Sabahat Hanım’ı hem meslektaş hem de insan olarak daha yakından tanıma şansına kavuştuk. Ayrıca, Türkçenin haftada yirmi saat gibi yoğun bir tempoda öğretildiği Türk Dili ve Kültürü Yaz Programı’nda birlikte uzun seneler keyifle çalıştık. Sabahat Hanım yaz okulu grubuyla okul dışında yemekli buluşmalar düzenler, öğrencilerin doğal ortamda Türkçe kullanmalarına imkan yaratırdı. Kendine özgü iletişim tarzıyla onlarla uzun süreli dostluklar kurdu. Türk Dili ve Kültürü Yaz Programı’na üç yıl üst üste Selanik’ten katılan Soulla ile kurduğu yakın ve sıcak dostuluğu ve daha sonraları Istanbul’a gelerek Sabahat Hanım’ı sık sık ziyaret eden Soulla’nın ona duyduğu sevgi ve saygıyı de belirtmeden geçemeyeceğim.

Sabahat Hanım, hayata bakışı, ilkeli duruşu ve kucaklayıcı dostluğu ile sıra dışı ve özel bir insandı. Farkına varmadan ondan ne kadar çok şey öğrenmişim. Bizlere tüm verdikleriniz için çok teşekkürler sevgili Sabahat Hanım. Gönüllerimizde hep yaşayacaksınız.

Eser Erguvanlı Taylan

 

En hızlı ağaç çizen kişi

‘En hızlı ağaç çizen kişiyi tanıyor musun?’- University of Michigan’da doktora programına başladığımda Dilbilim Bölümünde herkesin bana sorduğu ilk sorulardan biriydi bu. Böylece gıyabında bile olsa Sabahat Hanım’la 1975’te tanışmış oldum. Sabahat Hanım’ın 1970’de University of Michigan’a geldiği andan itibaren gerek öğrenci olduğu Dilbilim Bölümü’nde gerek Türkçe dersleri verdiği Yakın Doğu Çalışmaları Bölümü’nde herkesin belleğinde ne kadar yer etmiş olduğu çok açık bir biçimde belli oluyordu. Kendisi özellikle Dilbilim Bölümü’nde arkasında bir efsane bırakmıştı. Bunun nedeninin yalnızca ağaç çizmedeki hızından kaynaklanmadığını yıllar sonra kendisiyle yıllarca aynı ofisi paylaşma şansına sahip olduğumda beraber olduğumuz her gün çok daha net bir biçimde anlamaya/kavramaya başladım. Sabahat Hanım bir bilim insanı olarak çok disiplinli ve bilgiliydi- bu yalnız ‘ağaç çizme’deki becerisiyle kısıtlı olmayıp asıl Türkçe’nin betimlenmesi ve açıklanmasına yapmış olduğu geniş kapsamlı ve derin katkılarında da açıkça görülmektedir. Sabahat Hanım bir ‘öğretmen’ olarak öğrencilerine çok düşkün ve duyarlıydı – dilbilimin gizemini kavramaya çalışan lisans öğrencileri olsun, tezlerini yazmaya çalışan lisansüstü öğrencileri olsun, Türkçe öğrenmeye ya da Türkçe bilgisini pekiştirmeye çalışan kişiler olsun, sorunu saptayıp – daha doğrusu sahip olduğu derin içgüdüsüyle sorunu hissedip bunu somut olarak kanıtladıktan sonra- yardım edici ve destekleyici yollar bulan ufuk açıcı bir kişi idi. Sabahat Hanım bir öğretim elemanı olarak çok dakik ve dikkatliydi – beraber çalıştığımız yıllar içinde bir tek kere derse geç kaldığını hatırlamıyorum –sağlığının o kadar da elvermediği zamanlar da dahil olmak üzere. Fakat her şeyden öte, Sabahat Hanım bir kişi olarak karşısındakinin adeta bir bakışta ruhuna kadar inen, oradaki (varsa) gizemi çözen ama kendisine soru/sorun yansıtılmadığı sürece gözlemlerini ve saptamalarını kendisine saklayan, her bireye değer veren biriydi. Sabahat Hanım – sizi tanımak şerefine erişememiş genç dilbilimciler için çalışmalarınızda her zaman yaşayacaksınız. Sizi tanımak şansına sahip olmuş kişilerin ise zaten içlerinde yaşıyorsunuz.

 

Sabahat Tura hocam – ODTÜ’lü yıllar ve sonrası

1980’de yüksek lisans derslerinde hocam olan sevgili Sabahat hanımla tanışıklığımız 1970’li yıllara, yani ben İngilizce’yi TED Ankara Kolejinde öğrenmeye başladığım orta okul yıllarına dayanıyor. O yıllarda Sabahat Hanım, İngilizce’yi okul dışında konuşmamı cesaretlendiren, hatta kendisi de benimle İngilizce iletişim kuran sakin ama sıcak kanlı, dost canlısı, neredeyse bakışlarıyla konuşan bir akrabamız olarak aklımda kalmıştır - 10 yıl kadar sonra kendisini ODTÜ’de yüksek lisans programında hocam olarak karşımda bulana kadar.

1980’de Yabancı Diller Eğitimi yüksek lisans programı ODTÜ’de yeni başlamıştı, ben (ve sonradan meslektaşım olacak Şükriye Ruhi ve Hüsnü Enginarlar) ilk kabul alan öğrencilerdendik. Bu bölüm, 1982 yılında kurulacak olan ODTÜ Eğitim Fakültesi’ne bağlanacaktı ama henüz henüz Beşeri Bilimler Bölümü çatısındaydı. Beşeri Bilimler, ODTÜ’ye lisans düzeyinde teknik olmayan seçimlik dersler sunan bir bölümdü. Tüm ODTÜ’lülerin Edebiyat, felsefe, psikoloji, dilbilim gibi konularda severek ders aldığı ve kantininde zaman geçirmeğe bayıldıkları bir yerdi. Sonradan tanışacağım ODTÜ’lü meslektaşlarım arasında Sabahat hoca’nın verdiği seçimlik dilbilim derslerini tanımayan pek azdır. Kendisi de mühendislik öğrenimi gören öğrencileri olmasından memnundu; onların yapı kavramına zaten hakim olduklarından dilbilimi kolay kavradıklarını söylerdi.

Yüksek lisans dersleri Sabahat hocam yanında Müşerref Dede, Özden Ekmekçi ve Sabri Koç hocalarım tarafından veriliyordu. Sabahat hocamın dersleri hep bir atölye çalışması tadında geçerdi – onun tarzı öyleydi; bol örnekli, tartışmalı dersler yapmayı tercih ederdi. Kendisini hep tebeşirden beyazlaşmış parmaklarıyla (o zaman “board marker” lara geçmemişti ODTÜ) tahtada dilbilim örnekleri çözerken hatırlıyorum. Örnekleri tartışırken bir taraftan da kendi kendine düşünür, olası sorunları iç sesiyle tartar sonra bize döner son sözü söylerdi. Çok eğlenirdim!

Beşeri Bilimler binasındaki bir ofisi Müşerref hoca’yla paylaşırlardı. Aldığım derslerden birinde proje olarak ne yapacağımı bilemediğim bir anda utana sıkıla (ilk kez ve randevu almadan çat kapı) ofisine gitmiş, derdimi anlatmıştım. Sabahat hocam meşguldü ama o anda ofiste bulunan Müşerref hocama da danışarak bana bir konu önerdi – proje konusunu şimdi hatırlamıyorum; aklımda kalan ikisi arasındaki sıcak akademik iletişim, ofisteki kitaplar, yıllar sonra hurdaya çıkacak olan geniş tahta çalışma masaları ve yeşil kaplı koltuklarla kaplı güzel bir dünya. Gerçi ben de 2 yıl kadar sonra ODTÜ’lü genç bir akademisyen olarak aynı binada benzer bir ofisi sevgili Cesur Öztürk’le paylaşacak ve Sabahat ve Müşerref hocamın ofisinde soluduğum akademik havayı yaşamaya başlayacaktım ama o gün bunların farkında olmayan, sıkılgan bir yüksek lisans öğrencisiydim.

İlk sıkılganlığımı attıktan sonra çeşitli konularda danışmak üzere yine ofisine gidiyordum. Hemen her gidişimde ofiste başka öğrenciler olurdu. Bir kaç kez, Sabahat hocamın eski öğrencileriyle sosyal buluşmalar için randevulaştığına şahit olmuş, ne kadar güzel demiştim içimden.

1980’lerin ortalarında Sabahat hocam ODTÜ’den ayrılarak Boğaziçi üniversitesine geçti. O tarihten sonra oldukça uzun aralıklarla görüşebildik ama görüşmelerimizde farkettim ki, beni de ODTÜ’deki ofisinde tesadüf ettiğim eski öğrencileri gibi üniversite dışında görüşmek istediği kişiler sınıfına sokmuştu. Bu nedenle gururlu ve mutluydum. Her görüşmede bıraktığımız yerden başlayabiliyorduk. Güzeldi, sanki araya onca zaman girmemiş gibi, nerede kalmıştık deyip dilbilimden, hayattan, son okuduğumuz kitaptan vs. konuşmaya başlayıp sıkılmadan devam edebilmek ...

Sabahat hocam çok özel bir insandı. Onu özlüyorum. Nur içinde yatsın.

 

Thank you for your kind and very prompt message. It has triggered a heavy heart here, too, even though I knew that Sabahat Hanim was unwell with a serious disease.

Sabahat Hanim was a marvelous teacher, ambitious in her intentions for how much students would learn; full of life and humor; and equipped with a knack for keeping a class lively and fun as she proceeded to wring as much academic value out of the class hour as she could. During one stretch of the beginning Turkish course I took from her a Canadian classmate went home for a two week vacation. He returned with a present for her - a baseball sort of cap with some words from an obscure native language of Canada. Sabahat's face lit up, and she put it on and also informed us she had once written an article that discussed that language. The guy and the rest of us were stunned by the coincidence. Meanwhile she made sure we all knew the gift was a "sapka."

A while ago I found a picture of the three of us at a restaurant in the flower market arcade from spring 1990. It is comforting this evening to remember that. Perhaps it was that spring, or perhaps it was spring 1993, when I had the good luck again to be at Bogazici and hired her as a tutor, that she was concerned about some odd sort of health problem. "It will either get better or worse" was her assessment. There is comfort in knowing that she had another 20+ years after that. There is also comfort in knowing that she knew that Bogazici during those years finally created a linguistics department.

Surely Sabahat Hanim is indelible in many hearts, mine and yours included. That ALS had robbed her ability to speak haunts me as a cruel trick nature played on an outstanding linguist and beautiful person. May she rest in peace, freed from that cruelty.

And deepest sympathy to you. I think a relevant expression is basiniz sag. Please excuse the error if I have that wrong. If it is wrong, the error is NOT Sabahat's fault! May her family and her friends, you included, find comfort from the good memories. I will think of her and you tomorrow.


Son Güncelleme: 15:44:29 - 10.10.2023